Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır

Reşat Ekrem Koçu'nun kaleminden kaleminden aktarılan hikayesi şöyledir.
Altınvarakçı Nazmi Efendi'nin bir zamanlar çırak olduğu dükkana bir gözleri görmeyen bir kişi gelir ve ustasına, babasına kahve ısmarlar, hesabı hep kendisi ödermiş. Gözleri görmeyen kişi bir defasında şöyle bir hikaye anlatmış. 

Yemiş İskele'sinde bir zamanlar kahvecilik yaptığını söyleyerek başlamış söze. 

Bir gün, bir Yeniçeri gelmiş kahveye ve kahvede bulunan herkese kahve ısmarlamış, bir kenarda nargile içmekte olan bir Rum kaptanı işaret ederek ''şu gavura yapma'' demiş.

Kahveci, herkese birer kahve yapmış sonra bir kahve de Rum kaptana götürmüş. Yeniçeri itiraz edince de ''Kaptana yaptığım senden değil, ocaktandır ağa'' demiş.

Yeniçeri ocağı mensubu bu kahveci Sisam Adası isyanını bastırmak için Sisam adasına savaşa gider. Burada Rumlara esir düşer. Esir düşenler esir pazarında Rumlara satılır. Rumlar da satın aldıkları esirleri öldürürlermiş.

Bir rume kendisini yüksek paraya alır ve ıssız bir yere götürür. Öldürüleceğini zanneden Yeniçeri'ye Rum şöyle der: ''Korkma, sen beni tanımadın ama ben seni tanıdım. Bir Yeniçeri bana hakaret ettiği zaman sen, onu dinlemeyip bana kahve ikram eden Yemiş İskelesi'ndeki kahveci değil misin?'' demiş.

Olayı hatırlayan kahveci ile kucaklaşıp sarılmışlar ve onu salıvermiş.

Kaynak: 
Yeşil Çekirdekten Fincana,  Nurgül Özkeser, Hayat Yayın Grubu
Türk Kahvesi, Kemalettin Kuzucu- M.Sabri Koz, Yapı Kredi Yayınları  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lokum, Hacı Bekir ve Fenerbahçe

Bayrağın yarıya indirilmesi

Sanayiye iki farklı bakış